ALANYA HABERLERİ

Alanya’da Etin Ustası: Yerli Nusret Mehmet Gencer’den Lezzet Tüyoları

Alanya’nın Konaklı Mahallesi’nde hizmet veren ve bölge halkı tarafından “yerli Nusret” olarak anılan Mem-Et firmasının sahibi Mehmet Gencer, Haberibizde.com ve Digi-ZTV’ye yaptığı özel açıklamalarda hem etin doğru pişirme tekniklerini hem de işletme başarısının temelini anlattı. Gencer, “Kaliteden hiçbir zaman ödün vermedik ve bu sayede bugün önemli bir noktaya ulaştık” dedi.




Alanya’nın Konaklı Mahallesi’nde hizmet veren Mem-Et & Et Mangal Restaurant kaliteli ürün ve uygun fiyat politikasıyla bölge halkının yoğun ilgisini görüyor. Haberibizde.com ve Digi-ZTV’ye özel açıklamalarda bulunan İşletme sahibi Mehmet Gencer, “Kaliteden taviz vermedik, müşteri memnuniyeti bizi bugünlere getirdi” dedi.


Yaptığı açıklamada başarısınını sırrını ve sektörede başarılı olmanın püf noktalarınada değinen Gencer, et sektörüne 1998 yılında Manavgat’ta başladığını, farklı işletmelerde edindiği tecrübelerin ardından kasaplık alanına yöneldiğini söyleyerek , “1998 yılında Manavgat’ta başladık. Artezyen’de kısa bir dönem çalıştık, çok kısa bir dönem. Ondan sonra Manavgat’ın güzelliklerinde çalıştık. 2007’de buraya geldik. Burada bir et işi yaptık. O zamanlar bu kadar canlı değildi; piyasa çok hareketli değildi. Sonra restoran işine girdik. Sonra dedik ki, ‘Biz restorancı değiliz, biz etçiyiz. Özümüze dönelim. 2021’de burayı yaptık. Ben burayı yaparken, ‘Millet porsiyon eti yemiyor, kiloyla nasıl et yiyecek?’ diyorlardı. Ama bu sözlere çok itimat etmedim. Çünkü olacağını biliyordum ve inandık. Bugün çok iyi noktalara geldik. Gelen müşteri kitlemiz elit, aile; herkes gelebiliyor. Neden? Çünkü hem fiyat ekonomik hem etimiz kaliteli. Kaliteden kesinlikle ödün vermiyoruz, vermememiz de lazım. Dört yıldır gelen müşterilerimiz hep aynı; değişmiyor. Biz hep üste çıkıyoruz. Mesela bugün 73 masa, ertesi gün 80 masa, sonra 81 masa… Arada bir 130… Hafta sonları 130–150 masaya kadar çıkıyoruz. Burada 28 masa var. Bir masaya, yeri geliyor, bir günde 4–5 farklı müşteri oturuyor. Bunlar için çok emek verdik'' dedi.





''BİZ GELECEĞİMİZİ İNŞA EDİYORUZ''

Her geçen yıl artan talebe dikkat çeken Gencer, hafta sonlarında 130–150 masaya kadar servis yaptıklarını, 28 masalı işletmede bazı günler aynı masaya birkaç kez farklı müşterinin oturduğunu aktardı. Etin gerçek lezzetinin doğal dinlendirme sürecinden geldiğini vurgulayan Gencer, '' Etin özü şu: Biz bu işi çekirdekten başladığımız için etin dinlendirme süreci çok önemli. Mesela bugün dana veya kuzu kestin; o bu dünyadan gitti ama içinde yaşayan bir sürü canlı hücre var. Bu hücrelerin ölmesi için kuzuyu en az 3 gün, danayı 28 gün ‘dry age beef’ dediğimiz dolapta dinlendirmemiz lazım. Ve biz bunu yapıyoruz. Bizim etin aroması sadece dinlenmesinden geliyor. Ete tuz harici bir şey kullanmıyoruz, kullanmayı da düşünmüyoruz. Çünkü etin üzerinde olması gereken sadece tuzdur. Gelen misafirlerin memnuniyeti için neler yapıyoruz? Zaten masada menü sistemimiz yok. ‘Büfeden seçim’ sisteminde çalışıyoruz. Misafir vitrine geliyor, ‘Ne yiyeceğim? Ne tavsiye edersin?’ diyor. Ben de diyorum ki, ‘28 çeşit et var, hangisini istiyorsan onu ye.’ İki şiş alıyor, bir pirzola alıyor, bir külbastı alıyor, kendine göre karışık yapıyor. Biz pişiriyoruz, servis yapıyoruz. Müşteri bizim için çok önemli. Akşam evde otururken kapı çalıp misafir geldiğinde, ‘Ne yiyeceksin, ne içeceksin?’ diye sorarsın. Biz de aynı anlayışla uğurluyoruz. Para mı alıyoruz? Hayır. Burası benim evime gelen misafirden daha önemli. Çünkü gelen insanlar burada bir şey bırakıyor. Öbürü söylüyor, diğeri söylüyor; biz geleceğimizi burada inşa ediyoruz. ” diye konuştu.